II. Mahmud, 1823-24'te Keçecizade İzzet Molla'yı Keşan'a sürgüne yollar. Burada karşısına çıkan "Ramazan Davulcusu" İzzet Molla'ya hayatının en kötü üç gecesini yaşatır. Hain davulcu için 155'i arayamaz ama Mihnet-Keşan adlı eserinde Türk Edebiyatı'na Ramazan davulcusu aleyhtarı en güzel şiiri hediye eder. Nur içinde yatsın.
SIFAT-I PASBAN-I BED-MANZAR U BED-ELHAN
Fakat geceler vardı bir pāsbān
Bed-elhān u bed-sūret ü bed-zebān
Aceb bekçi kim pāsbān-ı felek
Sadāsın işitdikçe ürkmek gerek
Verir nağmesi savma belkim zarar
Sezā Ermeni zangocu olsa gerek
Nevālar ki gūş eylese ez-kazā
Kulağın tıkar būm-ı dehşet-fezā
Gelir ehl-i tab‘a eğer konsa hem
Yanında eşek bülbül-i hoş-neğam
Çomak kolları karnı gūyā dühül
Alā zū‘mihi'l-bātıl üstād-ı kül
Çıkık göğsü mānende-i dümbelek
Sadā hirre vü kaz ile müşterek
Katı bü'l-aceb heykeli var idi
Başında biraz da keli var idi
Acebdir ki hem kel idi hem fodul
Olur olmaza çalmaz idi davul
Yarım nağmecik eksik etmek muhāl
Bütün dinlemezsen eder infi‘āl
Gelip ibtidāki gece çaldı sāz
Nedir çaresi dinlemiştik biraz
İkinci gece geldi ol bed-sadā
Hudā kimseyi etmesin mübtelā
O şebde ne hāl ise sabreyledim
Tahammül ile nefse cebreyledim
Üçüncü gece kalmadı tākatim
Dedim mūsikî ile yok ülfetim
Heder olmasın nağme-i cān-güdāz
Varup başka yerde çağırsın biraz
Koyunca uşak destine bahşişi
Hemān karnının tabla dönmüş şişi
Olup münfa‘il akçeyi etdi red
Demiş olsa gencîne-i lā-yu‘ad
Tamām olmadan bestehā-yı takbîl (sakîl?)
Alıp akçeyi kendim etmem rezîl
O şeb fi'l-hakîka edip infi‘āl
Demiş bir daha gelmek emr-i muhāl
Darıldı bana gerçi ol küştenî
Kesildi ya bāri tenennî tenî
Bunu gūş eden kizbe haml etmesin
Tarîk-ı hilāfa çıkıp gitmesin
Bu ālem anın bir eşin görmemiş
Anın gibi bir seg dahi ürmemiş
Mu‘arrā sesi güfte vü besteden
Muhazzin idi āh-ı dil-hasteden
Mukadder imiş dinledik üç gece
O üç geceden görmedim güç gece
Haram etdi zālim bana uykuyu
Gözüm Yūsuf-ı hāba oldu kuyu
Girerdim dolaba hicāb etmesem
Cünūndan eğer ictināb etmesem
Hayāli girip hābıma gāhice
Dalardım yemm-i dehşete ol gece
Kedi mavlasa bekçi geldi sanıp
Üfürdüm (okurdum?) iki yanıma uyanıp
Bir ay çıkmadan nağmesi gūşdan
Beri etdi kāfir beni hūşdan
(İki kelimenin transliterasyonunda kararsız kaldım. Metni özellikle sadeleştirmediğimi söylemeye gerek duymuyorum ama anlaşılamayan kelimeler için Kubbealtı Lugati'ne tıklayıveriniz lütfen.)
Fakat geceler vardı bir pāsbān
Bed-elhān u bed-sūret ü bed-zebān
Aceb bekçi kim pāsbān-ı felek
Sadāsın işitdikçe ürkmek gerek
Verir nağmesi savma belkim zarar
Sezā Ermeni zangocu olsa gerek
Nevālar ki gūş eylese ez-kazā
Kulağın tıkar būm-ı dehşet-fezā
Gelir ehl-i tab‘a eğer konsa hem
Yanında eşek bülbül-i hoş-neğam
Çomak kolları karnı gūyā dühül
Alā zū‘mihi'l-bātıl üstād-ı kül
Çıkık göğsü mānende-i dümbelek
Sadā hirre vü kaz ile müşterek
Katı bü'l-aceb heykeli var idi
Başında biraz da keli var idi
Acebdir ki hem kel idi hem fodul
Olur olmaza çalmaz idi davul
Yarım nağmecik eksik etmek muhāl
Bütün dinlemezsen eder infi‘āl
Gelip ibtidāki gece çaldı sāz
Nedir çaresi dinlemiştik biraz
İkinci gece geldi ol bed-sadā
Hudā kimseyi etmesin mübtelā
O şebde ne hāl ise sabreyledim
Tahammül ile nefse cebreyledim
Üçüncü gece kalmadı tākatim
Dedim mūsikî ile yok ülfetim
Heder olmasın nağme-i cān-güdāz
Varup başka yerde çağırsın biraz
Koyunca uşak destine bahşişi
Hemān karnının tabla dönmüş şişi
Olup münfa‘il akçeyi etdi red
Demiş olsa gencîne-i lā-yu‘ad
Tamām olmadan bestehā-yı takbîl (sakîl?)
Alıp akçeyi kendim etmem rezîl
O şeb fi'l-hakîka edip infi‘āl
Demiş bir daha gelmek emr-i muhāl
Darıldı bana gerçi ol küştenî
Kesildi ya bāri tenennî tenî
Bunu gūş eden kizbe haml etmesin
Tarîk-ı hilāfa çıkıp gitmesin
Bu ālem anın bir eşin görmemiş
Anın gibi bir seg dahi ürmemiş
Mu‘arrā sesi güfte vü besteden
Muhazzin idi āh-ı dil-hasteden
Mukadder imiş dinledik üç gece
O üç geceden görmedim güç gece
Haram etdi zālim bana uykuyu
Gözüm Yūsuf-ı hāba oldu kuyu
Girerdim dolaba hicāb etmesem
Cünūndan eğer ictināb etmesem
Hayāli girip hābıma gāhice
Dalardım yemm-i dehşete ol gece
Kedi mavlasa bekçi geldi sanıp
Üfürdüm (okurdum?) iki yanıma uyanıp
Bir ay çıkmadan nağmesi gūşdan
Beri etdi kāfir beni hūşdan
(İki kelimenin transliterasyonunda kararsız kaldım. Metni özellikle sadeleştirmediğimi söylemeye gerek duymuyorum ama anlaşılamayan kelimeler için Kubbealtı Lugati'ne tıklayıveriniz lütfen.)
0 Yorumlar