Subscribe Us

header ads

ZEVCENİZ SULTAN LEB-İ TEŞNENİZİ BÛS EDERLER



SİNAN ÇULUK

Sultan Üçüncü Ahmed’in sevgili kızı Fatma Sultan, meşhur sadrazam Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın zevcesidir. Sadrazam kendisine gelen bir raporu padişaha sunmuş. Padişah da bu rapor üzerine düşmanın hareketliliği, askerin firar etmemesi için geride kuvvet bırakılmasını, firar edenlerin aman verilmeden katledilmelerini içeren bazı uyarıları sadrazamına beyaz üzerine hatt-ı hümayun ile yazmış. Sadrazamı bu vıdı vıdıdan gücenmesin diye de araya “bunları yazmaktan muradım sana öğretmek değildir, aklıma geldi yazdım” cümlesini sıkıştırıveriyor. Klasik dua cümleleri ile de mektubunu bitirmiş. İşte buradan sonra zannederim ki kâğıdın altındaki boşluğu da doldurmaya karar vermiş. Neyle başlasın? Kızı kocasından o sırada ayrı, padişahın yanında olmalı. Kızından kocasına bir haber gönderse iyi olur tabii. İşte buraya beni halen şaşkınlık deryasında boğan bir cümle yazıyor ki anlam veremiyorum. “Zevceniz sultan leb-i teşnenizi bûs ederler” cümlesini bugün hangi baba damadına yazabilir? “Ey damadım, kızım senin susuzluktan çatlamış dudaklarını öper” diyebilmek kimin harcıdır? Yazının devamı da ilginç… Rüya gördüm, şüphe yok, zafer bizim… Laf olsun diye kâğıdı doldurmuş galiba… Çıkamadım işin içinden…

METİN

SEN Kİ VEZİRİM 

İki kıt’a telhisin meali malum-ı hümayunum oldu. Düşman elbette bir tarafa hücum eder demiş. Ederse belasın[ı] inşallah bulur. Düşman tarafından hareket olmadıkça sizin tarafınızdan hareket olunmasın. Münasibi budur. Bu hususa pek takayyüd eyleyesiz. Cenk muhakkak olur ise askerin ardını boş komayıp pekidesiz. Firar eder olur ise bil[a] aman katlettiresiz. Askerin gerisi bi’l-külliye boş olduğundan havfları olmadığından cüz’i şeyden firar ederler. Bunları muradım sana talim değildir. Lakin hatırıma geldiğinden yazdım. Hak Teâlâ sebat ihsan eyleyip düşman üzerine galip ve mansur eyleye. Âmin yâ Rabbe’l-Âlemîn. 
Zevceniz sultan leb-i teşnenizi bûs ederler ve cümle evlatlarım duanızda daimlerdir. Hemen Cenab-ı Hak düşman-ı dinden muradımız üzere ahz-ı intikam müyesser ve mukadder eyleye. Âmin. Zaman-ı devletimizde bu düşmandan intikam alınmak rayamızda [rüyamızda] şehade olundu ve şüphemiz kalmadı. Lakin vakti tayin olmadığından ne vakitte olduğu malumum değil. Ümiz ederim ki bu sene nusret vardır. Hak Teâlâ lutf [u] keremi ile nusret-i kâmile ihsan eyleye. Âmin yâ Muîn.

Yorum Gönder

0 Yorumlar